Daha çok küçücüksün
Yeni bir hayat var önünde..........

21 Nisan 2011

Yaşasın İki Yaş Oldum

  Sabahın erken saatinde şişmiş kocaman bir göbekle,hastane kapısından girerkenki heyecanı yaşıyorum şu anda.
   Tam 2 yıl önce bu saatlede karnımda adrenal düzeyi oldukça yüksek bir bebek taşırken ne zaman çıkacakta kendisiyle tanışıp sarılıp öpüşeceğiz diye düşünürkennnn  saat 9,15 de hop dedin çıktı karşıma.Henüz seni görmeden alıp götürdüler.Nerden bilebilirdimki o sırada solunum yetmezliği çektiğini.Bu arada  sökülmüş pantolonu tamir etmeye çalışır gibi beni dikerlerken 'ben şahsiyet' çok bilgiç olduğum için seni ellerime vermemelerinden şüphelenip huysuzlanmaya başlamıştım bile çoktan.Nede olsa daha önce pek çok sezeryana girmiş ve bebekle annenin müthiş buluşmasına defalarca şahit olmuştum.Ters giden birşeyler olduğunu anlamıştım  ve tansiyonumun düşmeye başlamaştı bile.O an mutlumu mutsuzmu olduğumu anlayamadan iki duyguyu birarada yaşamıştım.Şükürler olsunki annem bir on dakika sonra bebek kokusunu yanıma getirmiştide herşey normale dönmüştü.Delimiyim neyim şimdide ağlamaya başlamıştım.Değişik duygular değişik tatlar yaşıyordum ama hala bebek kokusunun benim olduğuna inanamıyordum.Tek hissettiğim karnımdaki garip dalgalanmalardı.Birşeyler hissediyor ama acı duymuyordum.Demekki spinal anestezi dedikleri böyle birşeydi.Hep başkalarına uygulamış ama kendim bu zevki ilk defa tatmıştım.
   Bu arada babamızı merak etmiştim acaba bebek kokusunu görebilmişmiydi.Ama annemin kahkahaları sayesinde olan biteni öğrenmem pekte uzun sürmedi.İlk çocuk, ilk heyecan, ilk deneyim (bu arada ikincisi olurmu muammma tabi gözüm korkuyor desem hiçte sallamış olmam gerçektende gözüm korkuyor...hem iş hem eş hem çocuk hemde özel sektörrrr...)Babamız babannemiz teyzemiz bebek kokusunun bu kadar çabuk beklemedikleri için sanırım  hemşire ablamız yanlarından geçerken başkasının bebeği diye bakmamışlar bile.Sonradan olaylar gün yüzü gibi ortaya çıkınca aile boyu kahkahaya boğulduk.Halada bu olayı 3-4 gündür yenilen yemek gibi ısıtıp ısıtıp anlatır gülerim.Hatta çevremdekiler artık yuh demeye bile başladılar ezberlediler zavallı şahsiyetler...
Nerdennn nereye..Aslında farklı şeyler yazıcaktım ama birden o gün yeniden canlanıverdi gözümde.Klavyedeki harflere bastıkça bu kelimeler döküldü parmaklarımdan.
Ballıkurabiyem gelmeden önce:
Köpek dişleriyle ısırılmış bir kolun nasıl morardığını,
Gitarın diğer adının lulu olduğunu,
Bir evin nasıl bişranda savaştan çıkmış gibi darmadağan edildiğini,
Duvarlara kalemle çizerken nasıl zevkten dörtköşe olunduğunu,
Bazen insan kılığından çıkıpta nasıl maymuna dönüldüğünü,
Bir hafta uykusuz kalıp işe ağlayarak gidildiğini,
Bazı kelimelerin yarım söylenip insanı kahkahaya boğduğunu,
İçilen meyve sularının nasıl püskürtülebileceğini,
Camlardaki küçük parmak izlerinin kime ait olduğunu,
Yıllarca derli toplu temiz evimizin nasıl unutulup savaş alanına döndüğünü,
Makyajsız bir suratın nasıl olduğunu,
Evin içinde darmadağın bir saçla dolaşmanın verdiği mutluluğu,
Ve daha birçok şeyi bilmezdik...
    Şimdi ise hepsini öğrendikkkk.
     21 nisan 2009 oğlumun doğduğu gün
     21 nisan 2009 yeniden doğduğum gün....
     Geldin heryer aydınlandı,geldin hayatımız anlam kazandı,geldin mutluluğun en güzelini yaşattın.Hayatımıza hoşgeldin bebek kokusu...

Hiç yorum yok: