Tepegözün gazabından kurtulmaksa mümkün değil.
Ortam süper
Buarada diğer oyuncaklara saldırı düzenleniyor,gitar alınıp nağmeler evin tavanına vurupta kulaklarımıza işkenceye yapana kadar tıngırdatılmaya devam ediyor.
Anne mutlu,baba mutlu,çocuk mutlu.
Herşey yolunda.
Yoksa değilmi?
Elinin altında bir sürü oyuncak,dolapta bir sürü kıyafet,mutfakta bir sürü yenilebilecek bilumum malzeme,rahatça izleyebileceğin kocaman bir tv,bilgisayarda çeşit çeşit çizgi filimler varken oldumu şimdi bu küçükbey.
-Anneeee ben bişey istiyorum.
-Tamamda oğlum ne istiyorsun.
Anne kafasızmı duruyor sizce?
Küçükbey bu sefer babaya yöneliyor.
-Babaaa ben bişey istiyorum.
-Oğlum ne istiyorsun.
-Bilmem bişey istiyorum.
Demekki anne doğru duymuş söyleneni anlamayacak kadarda kafasız değilmiş.(tabi bu rahatlatıcı bir haber anne için)
Dialog hala devam ediyor.Artık anne ve baba bu sefer gökyüzüne doğru mutluluktan değil sinirden uçma konumuna geçiyorlar.
-Oğlum yenecek birşeymi,oyuncakmı,ne istiyorsun söyle bizde bilelim?
-Ben nerden bileyim baba bişey istiyorum işte.
Yani kötü kadın müzeyyen olarak birara dayakmı istiyor diye bile düşünmedim dersem yalan olur.Ama onuda bugüne kadar hiç tadmadıki,nereden bilecek tadını?...
:))
Kaç gecedir ,kaç gündür hala ne olduğunu anlayamadığımız o şeyi arada aklına geldikçe istiyor yiğit.
Ama artık biz yemiyoruz.Çünkü birşeyin ne olduğunu düşünürken bizde birşey olup gidicez.
Herşeyin üstesinden gelen ben,arkadaşlarına çözüm önerilerinde bulunan ben,birçok sorunu çözebilen ben,oğlumun ne istediğini bir türlü çözememekle kendimi ödüllendiriyor ve yılın kafası basmayan anne ödülüne layık görüyorum.
Haaa bu arada babamızdan küçükbeye bir uyarı:
-Sevgili oğlum bir daha birşey istersen ve bende yakalarsam muck muck....
Herkese birşeysiz günler.
Küçükbey,35aylık