Daha çok küçücüksün
Yeni bir hayat var önünde..........

29 Mayıs 2012

ÇAKMA VAN GOGHLAR

Hafta sonu o kadar yoğun geçtiki, geçtiğini bile anlayamadım.Gündüzleri piknik faslı,geceleri dost sohbetleri.
Ne varki yapılan son dost sohbeti bir faciayla sonuçlandı.Suçluları aramaya gerek yok.Onlara facia demeniz yeterli.Son volkanik patlamadan sonra dünyada en çok patlama yapabilecek yanardağ şeklindeki evsahibi ve misafir olan ben hem gülüp hem sinirlenmekten öteye gidemedik.Küçük diyoruz ya,çocuk diyoruz ya başka birşey demeye ne hacet.
O kadar güzel bir ortam,o kadar güzel bir sohbet,muhabbet ki dalmış gitmişiz.Bücürüklerse çocuk odasında kapı kapatılmış şeklide oyun oynuyor ve çok eğleniyorlar.Eeee bu durumda kalkıp onları kontrol etmenin ne anlamı varki.Çocuklar mutlu,ebeveynler mutlu.Ohhh ohhh efendim güzel bir gece.
Taa ki evsahibi babanın odaya gitmesine kadar.Ardından babanın anneyi buraya gelirmisin diye çağırması ve yine ardındannnnn bir çığlık.
Amanınnn dedim,bende bir göreyim dedim,yürümek değil koşar adımlarla fırlayayım dedim.Demez olaydım.Meğer geleceğin VINCENT VAN GOGH larını yetiştiriyormuşuzda haberimiz yokmuş.Ama bunlar yandan çarklı olanlarından.Pastel boyalarla çember içine alınmış bir halı, kaçan bücürükler ve kaçarken koridor duvarına turuncu renkle çiziktirilmiş bir l harfi,ardındanda benim bayılmam aynı dakikalar içine rastladı.


                                          Azılı suçlularımı arıyorsunuz???




Geçen gün elele tutuşmuş karşıdan karşıya geçerken görenler olmuş.Bu kaçaklara rastlayanların tutup eve getirmelerini ve tüm evi temizleme cezasına çarptırılmalarını rica ediyorum.


Küçükbey,37aylık

21 Mayıs 2012

MURADIMIZA ERDİK Mİ? ERDİK VALLA...

Ah karakaçan vah karakaçan.MFÖ' nünde dediği gibi sen neymişsin be abi?
Köydeki bahar şenlikleri için yine aştık dağları tepeleri.Piknik alanına geldiğimizde ise herkes çoktaaan mangalını yakmış,yağmur yağmadan önce mis kokulu etlerini yemek için sıvamıştı kollarını.
Burnumda pek hassastır hani.O mis gibi mangal kokusu burnumun deliklerinden girip taaaa mideme kadar indi valla.Soğuk havaya aldırmadan bir güzel ne bulduysak yedik.Et,ot,bilimum ortalıkta ne varsa midemde yerini aldı.Üstünede tatlılar.Oh ki ne oh.Sanırsınız 7 aylık. 9 aylık olana kadar şişiremedim midemi.Yoksa çok rahatsız olucamı biliyordum.Doymama rağmen fazla mal göz çıkarmaz deyip arada yine gözüme kestirdiklerimden çok değil bir iki lokma daha aldım.Yağmur başlayıncaki -allahtan çoktaan doymuştum- evlere kaçtık.O serin havada üstüne içilen mis gibi çaylarla midem tamam uyarısı verdi.
Buarada küçükbeyin karakaçan sevdası yine alevlendi.Dayanamayıp bir karakaçan buldukki ne bulmak.Yiğit arabanın bagajına atıp götürmekte o kadar ısrarlıydıki işin içinden çıkana kadar kafamda tek bir tel saç kalmadı.
En sonunda bagaja sığmayacağını küçükbeye kabul ettirince bu seferde arabaya bağlayalım diye tutturdu.Yalan söylemekten nefret ediyorummmm ama yapılacak birşey kalmayınca son çare karakaçanı arabaya bağladığımızı onunda arkadan bizimle koşarak geleceğini söylemek zorunda kaldımki buaradada gülmemek için dişlerimle dudaklarımı ısırmaktan biçare oldum.
Bu küçük,pembe yalanı söylemeseydim küçükbeyin bir önerisi vardıki bu en kötüsüydü.
-Anne sen arabayı kullan babamla ben karakaçana biner geliriz.
Amanın dedim artık sabahamı varırlar eve yoksa mola vere vere 2 gün sonramı orasıda muamma...
Şimdi bakın da görün karakaçan maceramızın ölümsüzleşmiş fotolarını...








Küçükbey,37aylık

7 Mayıs 2012

----------------KAZLARLA DANS-------------

Alohaaaaa...
Evetttt,her yıl olduğu gibi bu senede geleneksel balık gölü şenlikleriyle yaz açılışımızı yapmış bulunmaktayız.
Aynı grup,aynı ortam,ve her yıl olduğu gibi alınan aynı tat.Sanırım yıllar geçsede artık yerine iyice oturmuş hatta üzerine çimento dökülüp sağlamlaştırılmış olan dostluk bağlarımız hiç değişmeyecek.Arada birde olsa,yılda birde olsa hatta hergünde olsa birbirimizi gördüğümüz anda sanki bir saat öncesinde ayrılıp tekrar görüşmüşüz gibi sohbetlerimize devam edebiliyoruz.Bu seferde öyle oldu.
Sabah bizim evdeki horozun erken kalkmasıyla ben anne tavuk ayaklanmak zorunda kaldım.Saat sabahın sekizi ve içimdeki peri yine dürterek içimi kıpır kıpır hoplatıyor.Karşıdan baksanız sanki içime çekirge girmişte zıplamaktan kendini alamamış gibi duruyordum.Hemen grup mesajlarımı çekmeye başladım.Her zamanki gibi organizasyın bana aitti.Dost ailenin tüm bireylerine, görmeleri için mesaj attım.Hani ola ki kalkınca biri görmese bile diğeri görsün diye.Telefonuma arka arkaya mesajlar yağmaya başladı.Dıt dıt sesleri beni heyecanlandırıyordu.Akşam kadar geçecek güzel günün planlarını hayal ederken çayın altındaki suyun kaynamaktan tamamen buharlaştığını farketmem uzun sürmedi.Karşıdan bakılsa eminim salak bir görüntü sergiliyordum.
Dağları ,dereleri,yemyeşil çimenleri aştıkta geldik gölümüze.Erken gelmiş olucaktikki tüm yerler bize aitti.Henüz gelen yoktu.Köşe kapmaca bile oynayabilecek durumdaydık.Hava o kadar güzeldi,doğa o kadar güzeldi ki akşam olmasa diye dua ettim.







Sabah kahvaltısını heyecandan az yapmış olucamki acıktığımı hissedip hemen siparişleri versekmi diye düşünürken diğer gezici tim üyeleride aynı şeyi söyleyince gelsin balıklarrrr dedik...Herkes bir tane yerken ben neden iki tane yedim hala anlamış değilim ama:))) Açım açççç.Zaten hiç doydum dememki.Hele birde böyle havadar,ferah ,iç açıcı yerlerde yemeğe asla hayır diyemem.36 bedenden 38 bedene çıkış nedenimi  hep merak etmişimdir zaten.
Sohbet ederken bir taraftanda yaz ayları planını yürürlüğe koymak için düzenlemeler yapmaya başladık.İlk hedefimiz akyakaaaaaaa(pilli bu benden sana canım benim).
Şu hafta olur,yok bu hafta olmaz,yok saat 12 uygun,yok oarıs değil burası derken yaz rotasını belirledik bile.Eminim bu yazda çok eğlenicez.Hele bide yanında dostlar varsa değmeyin keyfimize.





Balık gölündeki zevk veren sohbet,çekirdek çitletme ve çay sefasından sonra(arada tatlıda yedik kek misali ama çaktırmıyorum)pamukkaleye doğru uzanırken uçak maketleriyle gökyüzünde yapılan gösterileri görünce mola vermek zorunda kaldık.Yiğit yine her zmaanki gibi heyecanlanıp uçak yakalama derdine düştü.Oğlum o buraya gelemez dedimsede insin diye tutturdu.Birgün  ona ben bir uçak indiricem bir daha hep havada kalsınlar istiycek.Ogün yakındır diyor ve yine cadılaşıyorum.


Moladan sonra ise ördeklerle dans başladı.Bir sürü ördek sürüsünün içine saldık çocukları,rastgele...Ördekler bir tarafa çocuklar bir tarafa.Çaça,rumba ne arasanız var hatta tango bile.



Akşam olmaya başlamıştı ve artık eve dönüş için uçuşa geçmeliydik.Güzel bir gün ,güzel bir hava ve güzel dostlarla güneşin kızıllığına bakarak son durakta ayrıldık.
Bir dahaki buluşmaya kadar hoşça kalın,sağlıkla kalın,sevdiklerinizle kalın.








DİP NOT: İşi bırakmaya ve devecilik yapmaya karar verdim.Yolda rastladığım bir devenin yanında devenin üstünde foto 15 tl ,yanında 10 tl boydansa 5 tl yazıyordu.İya para dimi ama..
Küçükbey,37 aylık