Daha çok küçücüksün
Yeni bir hayat var önünde..........

23 Mart 2011

geliyoruz hayat bekle bizi

Hayat kah açık denizdeki rüzgar gibi dalgalı kah gökyüzündeki güneş kadar parlak ve sakin olabiliyor.Dostlarınla olduğun zaman eğleniyorsun,gülüyorsun,kahkahalar atıp hayata gülen gözlerle bakıyorsun,yeri geliyor sarılıp ağlıyorsun.Her sabah dudağında tatlı bir tebessümle uyanıyorsun.Güneş bir başka doğuyor sanki.Gece yıldızlar sadece seni aydınlatıyorlar.Dostlarından aldığın o tılsımla dünyayaı tek parmağının üzerinde döndürebilecek kadar kendini güçlü hissediyorsun.
Birgün evet birgün buuummm.
Bir sabah uyanıyorsun o gökyüzünde doğan güneş artık doğmaz olmuş sanki geceyle gündüz karışmış ve güneş çoookk uzaklara kaçıp seni terketmiş.Yıldızlarsa parlaklığını kaybetmiş neredeyse sönmek üzere.Hayat çekilmez olmuş,başında kocaman bir ağırlık var kolunu kıpırdatacak halin bile kalmamış,nereye baksan gece....Kalabalığın içinde kaybolmuş gibisin,yoldan geçen araba sesleri, çocukların çığlıkları,sabahki çöp arabasının çıkarttığı o garip gürültü,karşılıklı camdan cama haberleşen zeynep teyzeyle hayriye ablanın konuşmaları senin için bir anlam ifade etmiyor.Çünkü bakmıyor,duymuyor,görmüyorsun.
O çok sevdiğin,her zaman yanında bulunmasından haz aldığın,yanında ağlayıp güldüğün,o acı duyduğunda acıyı hissettiğin,mutlu olduğunda seninde içinde fişeklerin çaktığı onunla mutluluğu hissedebildiğin dostun yok artık yanında....
Hayat yine bize oyun oynadı...
Tam tamına 6 yıl evet 6 yıl aradan sonra o hiç olmaz dediğim,o bir daha tadına varamayız dediğim,aynı hisleri duyamayız dediğim dostlarımla yine biraradayım.Nasıl  oldu niye oldu diye sormayın,dedim ya hayat bize oyun oynadı...İşte öyle.....
Şimdi mutluyuz,şimdi güçlüyüz,şimdi ağlıyoruz,şimdi kavga bile ediyoruz,şimdi hayattan zevk alıyoruz,çünkü biz şimdi sonsuza kadar beraberiz...Ve bu sefer hayat bize değil biz hayata oyun oynadık.Hoplaya zıplaya geliyoruz hayat bekle biziii...

sizleri seviyorum eskimeyen dostlarım...

3 Mart 2011

çaresiz....

Saat gecenin ikisi.
Sessizliğin içinde sayıklama sesleri yükseliyor.
Anne yine her gece olduğu gibi huzursuz,diken üstünde uyuyor.
Bebeğinden gelen iniltiyle açıyor gözlerini.
Ateşler içinde bebek.Derece 39.4 ü gösteriyor.
Anne çaresiz,bebek çaresiz.....
Verilen ilaçlar ve ıslak bezle yapılan kompreslerle nihayet sabaha karşı güneşin doğuşuyla birlikte annedede doğuyor yeni umutlar.
Anne huzurlu, bebek huzurlu...
Takiiii saat sabahın sekizini vurana kadar.
Buğulanmış araba camından masum, bırakma beni anne diyen bakışların arasında sallanan küçük bir el anneyi ağlatana kadar.
Uzaklaşan bebeğinin arkasından hıçkırıklara boğuluyor anne.
Anne çaresiz,bebek çaresiz....