Daha çok küçücüksün
Yeni bir hayat var önünde..........

18 Ağustos 2011

Anladım Annem.....

Hani yemek yemediğim zaman üzülürdün ya,oğlum hasta olupta yemek yemediği zaman neden bu kadar üzüldüğünü anladım
Annem.....
Hani birgün kaybolmuştumda çok kızmıştın ya bana,oğlum gözümün önünden 2 dakikalığına ayrılıpta onu bir an göremeyince neden bu kadar kızdığını anladım
Annem....
Hani düşmüştümde kafamın tam ortası yarılmıştı ve sen çok ağlamştın ya,oğlum yere düşüp dizi kanayınca neden bu kadar ağladığını anladım
Annem.....
Hani çalışır gelirdinde çocuklarım için kazanıyorum ben bu parayı derdin ya.Oğlum pamukhelva isteyince neden bizim için çalıştığını anladım
Annem.....
Hani biz mutlu olunca seninde yüzünde tebessüm olurduda gamzen ortaya çıkardı ya,oğlum salıncakta kahkahalar atarken sendeki tebessümün ne anlama geldiğini anladım
Annem......
Hani okula giderken bizi temiz pak giydirmek için gece yarılarına kadar çamaşır yıkar ütülerdinde hiç yorulmazdın ya,oğlumu mis gibi kokarak babannesine gönderirken yorulmamanın nedemek olduğunu anladım
Annem.....
Hani biz yerken bazen bizi seyrederdinde onlar yerse ben doyarım ancak derdin ya,aç bile olsam oğlum yediği sürece senin nasıl tok olabildiğini anladım
Annem.....
Hani ateşler içinde yatardımda yinede her gözümü açtığımda seni başucumda uyanık görürdüm ya,oğlum ateşler içinde kıvranırken neden uykumun gelmediğini anladım
Annem.....
Hani birkeresinde akrep sokmuştuda beni canım acıdıkça seninde canın acımıştı ya,oğlum karnı ağrıyıpta yerlerde kıvranınca neden canının acıdığını anladım
Annem.....

Senin bizi büyürütken hissetiklerini,yaşadıklarının hepsini
Oğlumla birlikte büyürken yaşadım
Annem.....

Meğerse ben hala küçükmüşüm
Annem......

Büyümeye başladığımı şimdi anladım
Annem........

Çünkü artık bende bir anneyim
Annem....

Küçükbey,28 aylık

16 Ağustos 2011

canım yanıyor....

Cuma günü başlayan ateş bir türlü geçmedi.
Ateş,burun tıkanıklığı,ses bozukluğu hem iştahımızı kapadı hemde halsizlik,uykusuzluk derken oğlumun düzenini bozdu.
Sanırım havaların değişiminden meydana gelen bir hastalık türü.Cinsi neyse ben bile anlayamadım valla.
Ama kesin olan bir şey varki ikimizide bitirdi.
Ben sabahın altısında yatmaktan o ise doğru düzgün uyuyamamaktan tükendi.
Küçükbey o kadar alıştıki artık poposunu kaldırıp fitili gösteriyor ve anne koy koy diye acıklı gözlerle bana bakıyor.
Sanırım bir anne için en büyük acı çocuğunun çektiği acı karşısında yaşadığı çaresizlik.İşte bu insanı kahrediyor.
Bu arada bende uykusuzluğun  verdiği halsizlikle zor ayakta durmaya çalışsamda işyerime gitme zorunluluğum yüzünden iyice bitkin düşüyorum.
Uzun süredir bu kadar kötü birkaç gün yaşamamıştım.
Herkese bol sağlıklı günler diliyorum.

Küçükbey,28 aylık

15 Ağustos 2011

verecek cevabınız varmı?

Her işe gidişimde bu çığlığı,bu sesi,bu ağlama seslerini duyduğum için kendimden nefret ediyorummmmm.
Oğlumu ne zaman işe gitmek için bıraksam hep aynı sahne.....

Ağlayan,gözyaşı döken bir ufaklık ve vicdanının sesini susturamayan,her seferinde kahrolan,neden ben diye kendi kendine sürekli sorular soran  bir anne...

-Zoldoooo,zoldoooo gitmeeeee
derken kapıyı tekmeleyen bir ufaklık.
-Şeker oğlum para kazanıp gelicem,sonrada sana mama alıcam 
diye kapıyı kapatırken çaktırmadan dudağını ısırıp,gözyaşlarını göstermemeye çalışan bir anne.

Hep aynı sahne hep aynı sahne.................



Küçükbey,28 aylık

11 Ağustos 2011

düneş deliyoooo...

Aman dikkat edin,
Oğlumun gözlerine,yüzüne güneş gelirde güzelim cildi bozulur.
Ne zaman dışarı çıksak başında şağka olup olmamsı önemli değil nedense ben oğlumu kucaklamadığım vakit oğlumun gözüne güneş geliyor.
Hemen başlıyoruz yakınmaya:Anneeee beni kucaklaaa.Haaa bunu söylerkende boş durmuyoruz.Bir taraftan elini alnına koyup güneşten korunmaya çalışıyor ve düneş deliyooo düneş deliyooo diye acıklı bir bağırma sahnesi yaşıyoruz.
Ne garipki bu kafasız güneş sadece oğlum yürürken oğlumu rahatsız ediyor.
Annesi kucaklayınca bir anda kayboluyor.

Öyle bebek arabasına binmekle veya şapka takmakla falan kaybolmuyor.
Sevgili güneş, oğlumun peşini bırak artık.
Sevgili oğlum, ben sana ne diyeyim bilmiyorum.
Her zaman bu kadar akıllı ama tembel olmak zorundamısın anlamadım gitti?
:)))
Yürümeyi sevmeyen ama akşama kadar bisiklet tepesinde dolaşan,parklarda hoplayıp zıplayan,sokakta oynarken yerinde duramayan biri olarak bi zahmet yürüsende bende şu bel ağrısından kurtulsam olmazmı?
Bizde tembelde yoktur ama....
Kime çekmiş acaba???
Vallahi bana değil.


Küçükbey, 28 aylık

10 Ağustos 2011

sonunda buldum seni huzur....

Offff çok yoruldum.Ama değdi doğrusu.
Günlerdir peşinden koştuğum huzuru haftasonu buldum sonunda.
Akşama kadar yine at gibi çalıştıktan sonra akşam iftarı açmak için çamlıktaki piknik alanımıza gittik.
Amanın o ne huzur,o ne rahatlıktıki kendimi bulutların üstünde bir yerlerde geziniyor hissettim.
Pazar günleri olduğunun aksine çok sakin,nezih bir ortamı vardı.Birkaç aile,gitar çalıp çevreyi canlandıran bir grup öğrenci, hatice'yi korkutmak için sürekli bağıran yiğit ve çekirdek ailesinden başka kimseler yoktu etrafta.
Ramazan topumuz çoktan patlamıştı ama anca hazırlanabilmiştik.
Malum!İşyerimizden geç çıkıyoruz.

Zaten oraya gitme fikride sonradan aklımıza gelmişti.Ama geç de olsa iyiki gitmeyi aklımıza koymuşuz çünkü gerçekten uzun süredir düşlediğim huzuru o gece orda yaşadım.
Közlenmiş biber patlıcandan oluşan turşumuz,salatamız, yeni sağdığımız milka ineklerimizinm sütlerinden kendi ellerimle yaptığım yoğurdumuz,mangalımız falan derkene ortaya muhteşem bir sofra çıktı.Yada açlıktan bizim gözümüze muhteşem göründü.
Daha öncede bahsetmiştim aile olarak bir adımızda kemirgenler.Ailecek hepimiz kemirmeyi severiz.Durum böyle oluncada yiğit hiç kemirmeden durabilirmi....Görünen köy kılavuz istemezmiş.....


Yavaş yavaş keyifle sindirerek yenilen yemekten sonra közde pişmek üzere çayımızı bırakıp birazda yiğit eğlensin bakalım deyip parkta keyif yaptık.
Döndüğümüzde ise çay çoktaaan kaynamış için beni diye fokurduyordu.O çay bile o kadar tatlı geldiki nasıl anlatırlır bilemedim.
Hava o kadar güzeldiki ne terliyor ne üşüyorduk.Yumuşak berrak bir gökyüzü vardı.Bakınca sanki siluetimi görüyordum.Gece geç vakte kadar ordaydık.Sürünerek,istemeyerek eve döndük.Sanırım uyumaya hazırlandığımızda yelkovan 2 yi kovalamaktaydı.
Sabah kalktığımda ise belkide uzun süredir yapmadığım bir şeyi yaptım ve saldım kendimi.
Temizlik,çamaşır kısacası ev işlerini unuttum gitti.
Akşama kadare evde keyif yaptık yetmedi,iftardan sonrada çayımızı,meyvelerimizi alıp tam ramazan eğlencelerinin yapıldığı parka gidecekken teyzemin telefondan gelen neşeli sesiyle onlara gitmeye karar verdik.
O gecede bir önceki gece gibi huzurlu geçti.Tek fark bir gece önce sessiz sakindi,o gece ise ortalık yiğit'in şen şakrak kahkahalarıyla inliyordu ve ben oğlum güldükçe daha bir huzurlu,mutlu oluyordum.
Eve varışımız yine geç ssatleri buldu.Yine yelkovanın peşinden koşmamak için saate bakmadan gözlerimi kapadım.
 Sonuç olarak haftasonunda gülen gözler görmek çok güzeldi
HUZUR ...
İşte bu HUZURDU.....


 Küçükbey,28 aylık



5 Ağustos 2011

HATİCE

En kötü ve çekilmez olup köpek dişlerimi gösterdiğim zamanlarda bile bana dayanabildiğin için,
Kendimi yanlız hissetiğim zamanlarda yanındayım yanlız değilsin dıuygusunu bana yaşattığın için,
Mutlu olduğumda benim sevincimi paylaştığını göstermek için gerekirse dağların tepesinden bile uçabileceğini bana hissettirdiğin için,
İhtiyacım olduğunda hiç tereddüt etmeden nerde olursam olayım kuş olup uçarak bana geldiğin için,
Hem kankam,hem arkadaşım,hemde kızkardeşim olduğun için,
Ailemi benimseyip kendi ailenmiş gibi davrandığın için,
Son ses müzik açıp havalarda zıplayarak oynarken bana eşlik edip kendini yerden yere attığın için,
Oğluma teyzelik yaptığın için,
Kıyafetlerim bazen dar gelsede hala zayıfsın dediğin için,
Aldığın herşeyde,yediğin her yemekte,gittiğin her yere kalbinde bizide götürdüğün için,
Çok sinirlenip sana bile çemkirdiğim anlarda sessizce sakinleşmemi beklediğin için,
Benimle yolun sonu bile olsa gelmeye hazır olduğun için,
Saçlarımı boyarken arada kalan beyazları görmediğin için,
Yıllardır bana sıcaklığını hissettirdiğin için,
Oğlumun doğumu için benden önce hastaneye gelip kapılarda bizi beklediğin için,
En sevdiğim sabah kahvaltısı olan baharatlı ekmeğini her sabah benim için işyerime taşıdığın için,
Bunları yazarken mutluluk duyup gözyaşlarımın akmasına sebep olduğun için

Ve en önemlisi oğlumu benim sevdiğim gibi  sevdiğin için

TEŞEKKÜRLER
Küçükbey 27 aylık

4 Ağustos 2011

eyvah! bamya ,taze fasulye mi????

Vallahide benim oğlum bu.
İnanamasamda benimmmm...
Bamya,taze fasulye gibi yemekleri bir çocuğun severek yemesi bir anneyi bu kadarmı mutlu eder.
???
Etmezmi yahu hatta kalkıp oynayasım geldi.



Yiğit gibi yemekle arası olmayan bir çocuğun
Son günlerde herşeyi yemek istemesi,
Hele hele çocukların yememek için annelerine çemkirerek tükürdükleri taze fasulye veeee hiç tadından hoşlanmadıkları bamyadan bile 2 şer tabak yemesi
Aman aalhım aklıma mukayyet ol dememe yettide arttı bile....
Oysa benim gibi  bir saat sofranın başında bekleyen,
Küçücük biklete(asıl adı bisiklet ama biz yiğit'le biklet diyoruz) sığmasamda sığar gibi yapıp ön yan arka tepetaklak şekillerde elinde kaşıkla oğlunun peşinden olimpiyatlara katılan,
Everest'e tırmanmayı,
Afrika'da aslan avlamayı daha kolay becerebildiğini düşünen bir anne için sebzeden oluşan bir menüyü beğendirmek müthiş bir duygu...

Sonunda bizim evdeki sebzelerde beğenilmenin verdiği zevkle kendi krallıklarını ilan ettiler.
Yaşasın sebzelerrrrr
Küçükbey 27 aylık